Deneme sonuçlarını nasıl değerlendirelim?
ÖSS için denemelerin stratejik bir önem kazandığı son 100 günlük bir çalışma dönemine girmiş bulunuyoruz.
Bu süreçte, son bir aya kadar, özellikle haftada bir deneme yapmak; sizin sınav tekniklerine hakim olmanızı, sınavda ustalaşmanızı ve sınav performansınızı ciddi oranda artırmanızı sağlayacaktır.
Bu da, nereden bakarsanız bakın, size gerçek sınavda ortalama 5-10 soru kazandıracak bir çalışmadır. Bu nedenle; haftada bir deneme yapıyorsanız sınavda 10 net artırıyorsunuz demektir. Tabii bunun tam tersi de doğru.
Pekiyi, bu kadar önemli olan denemeleri nasıl değerlendirelim?
Deneme sınavlarında elde ettiğiniz sonucu, duygusal değil; gerçekçi ve mantıklı analiz etmelisiniz.
Deneme sınavlarında bakacağınız en önemli nokta:
Bildiğimi neden yapamıyorum?
Bu sebepler neler olabilir?
1- Dikkatsizlik
2- Bilgi sorularında iki şık sorunu
3- Soruya yaklaşım
4- Zaman yönetimi
5- Kodlama stratejisi
6- Psikolojik yönetim
7- Bilgiyi soruda kullanamama
Etkili sınav teknikleri ile ilgili ayrı bir yazı yazacağım için yukarıdaki sorunların çözümlerine burada girmiyorum.
Denemeleri en iyi analiz etmenin yolu; toplam net sayısından daha çok, her bir ders için doğru, yanlış ve boş grafiği oluşturmaktır.
Hangi konularda iyisiniz, hangi konuları biraz daha geliştirmeniz gerekiyor tespit ederseniz denemelerdeki asıl amaca yönelik bir çalışma yapmış olursunuz.
Hangi konularda netleriniz eksik ise o konulura daha fazla zaman ayırın. Ayrıca hiçbir konudan korkmayın. Diğer konuları nasıl anlıyorsanız o konuyu da anlayabileceğinizi düşünün.
Anlamadığınızı düşündüğünüz konuda ya bilgi eksikliğiniz vardır ya da bilgileri uygun bir strateji ile sıralamamışınızdır. Yani zihninizde o konuyla ilgili ya bir boşluk vardır ya da bir karmaşa vardır, yani net değildir.
Denemeleri değerlendirirken konu odaklı analiz yapın. Çalışıp tekrar ettiğiniz konulara özellikle dikkat etmeniz gerekir.
Denemelerin en can alıcı noktası burasıdır. Çünkü ÖSS ve SBS sınavları konu konu odaklanarak kazanılır.
Ve bu sınavlar, bilginizi ölçmekten daha çok; bilginizi kullanma becerinizi ölçer.
Denemeler, bir feed-backtir. Eğer bir konuyu çalışmamış ve tekrar etmediyseniz o konuda istediğiniz netleri çıkaramamanız çok doğaldır.
Sonucun size söylediği uyarı şudur: Bu konuyu zaten yeterince çalışmamıştın ve tekrar etmemiştin bu nedenle, bu kadar net yapman doğal. Bunu tespit ettik. Bundan sonra bu eksik olduğun konulara çalış ve tekrar et ve soru çöz.
Denemelerde karşımıza çıkacak en önemli sorun
Denemelerdeki en önemli sorun; çalışıp tekrar ettiğiniz bir konudaki soruları yapamamaktır. İşte dananın kuyruğunun koptuğu nokta burasıdır.
Eğer böyle bir sorun yaşıyor da bunu tespit etmediyseniz (burada yakın hafıza derslerini ayrı değerlendirin. Bu dersleri çalıştığınız zamanın üzerinden uzun bir süre geçtiyse unutma oranınız çoğalır) denemelerin en büyük faydasını kaçırıyorsunuz demektir.
- Çalışıp tekrar ettiğiniz konularda düşük net yapma sonucu size şunları söylemektedir;
- Konsantrasyon problemin var.
- Konuları anlamamışsın; zihninde konular netleşmemiş. Konuları karıştırıyorsun.
- “Konuları biliyorum, anladım” diye düşünüyorsan; öyleyse sınava yansıtma da; bilgiyi soruda kullanmakla ilgili bir sorunun var demektir. Bunu telafi etmek için bu konularla ilgili bol soru çözmelisin. Özellikle açıklamalı çıkmış ÖSS sorusu çözmenizi öneririm.
- Aşırı detay çalışıyor veya aşırı hızlı çalışıyor olabilirsin.
- Aşırı detay çalışıyorsan çok yavaş çalışıyorsundur. Sınavda senden istenmeyecek ayrıntılarda boğuluyorsun ve soruları, karıştırdığın için yapamıyorsun demektir.
- Aşırı hızlı çalışıyorsan yüzeysel çalışıyorsundur. Anlamadan geçiyorsun demektir. Böyle bir durumda biraz firene bas, yavaş ve anlayarak çalış.
Değerlendirme sırasında, en son çalıştığınız konularda iyi olduğunuzu, uzun süre önce çalıştığınız (özellikle yakın hafıza derslerinde) istediğiniz verimin düşebileceğini bilmelisiniz.
Bu doğaldır, çünkü yakın hafıza-ezber derslerini kesinlikle gerçek sınavdan kısa bir süre önce yine tekrar edilmelidir. Bu tür derslerin deneme sınavlarında yanıltıcı bir özelliği vardır. Eğer bu dersleri denemelerden hemen önce çalıştıysanız iyi bir sonuç elde edersiniz.
Böyle bir değerlendirme ile her geçen gün, sınavdaki ustalığınız ve sınav cesaretiniz artacaktır.
Kendini kendinle kıyasla
Sınav sonuçlarına bakarken, yapabileceğimiz en büyük hata; kendimizi başkaları ile kıyaslamaktır.
Aslında hayatınızda hangi durum olursa olsun, her zaman kendinizi kendinizle kıyaslayın. Bu sizde daha olumlu ve geliştirici bir duygu oluşturur.
Kendinizi başkaları ile kıyaslarsanız; kendinizde bir özdeğer sorununun oluşmasına neden olursunuz. Ayrıca başkaları ile kıyas sonucunda hırs meydana gelir. Oysa gerek bu tür sınavlar için, gerekse yaşamımızın diğer alanlarında hırs insanı olumsuz etkiler. Hırsın artmasıyla kıskançlık ve nefret meydana gelir. Hırs değil, azim insan için faydalıdır.
Bir önceki deneme sınavındaki performansınız ile şimdiki performansınızı kıyaslayın. Başlarken nerelerdeydiniz, şimdi neredesiniz? Daha iyi olmak için neler yapmalısınız?
Bu konuda, ne yazık ki öğrencilerin birbirlerini arkadaş gibi değil de rakibi gibi görmeleri sonucunda daha küçük yaşta kıskançlık, çekememezlik, haset, kin, nefret gibi duyguları acımasızca gösterdiklerine tanık oldukça bu çarpık eğitim sisteminin geleceğimizin insanlarını, duygusal zeka açısından ne derece tehlikelerle karşı karşıya getirdiğini büyük bir üzüntü ile görmekteyim. Çünkü, aynı sınıf ortamında başka birinin başarısızlığı, stresi, mutsuzluğu, depresyonu bir başkasını nasıl sevindirebilir? Bu duygu nasıl bir duygudur?
Ne yazık ki bizim çocuklarımız bu duygularla yetişmektedir.
Buna bir de ailelerin çocuklarını bir yarış atı gibi görüp başkalarıyla kıyasıya karşılaştırmaları da eklenince ortaya “Başkalarının başarısızlığı benim mutluluğumdur” düşüncesinde olan insanlar çıkmaktadır.
Ne yazık ki gençlerimiz bu bakış açısıyla yetişmektedir.
Bu tehlikeli durumu, eğitim politikalarımızı belirleyen insanların dikkatlerine sunuyorum...
Hırslı değil azimli olun. Azim size hep güzel duyular kazandırır hem de başarının kapısını aralar.
Hep kendinizin en iyisi olun.
Ve olabileceğinizin en iyisi olun.
Tam bu noktada bazı kişisel gelişimciler; “İyi ya, hırs adamı harekete geçiriyor çalıştırıyor” diyerek hırsın iyi bir şey olduğunu savunabilir.
Ben de onlara “Bunu lütfen gönlünüz elveriyorsa önce kendi çocuklarınızda deneyin sonra başkalarına tavsiye edin” derim.
Unutmayın; iyi niyet, mutlaka iyi sonuçlar getirir.
ÖSS için denemelerin stratejik bir önem kazandığı son 100 günlük bir çalışma dönemine girmiş bulunuyoruz.
Bu süreçte, son bir aya kadar, özellikle haftada bir deneme yapmak; sizin sınav tekniklerine hakim olmanızı, sınavda ustalaşmanızı ve sınav performansınızı ciddi oranda artırmanızı sağlayacaktır.
Bu da, nereden bakarsanız bakın, size gerçek sınavda ortalama 5-10 soru kazandıracak bir çalışmadır. Bu nedenle; haftada bir deneme yapıyorsanız sınavda 10 net artırıyorsunuz demektir. Tabii bunun tam tersi de doğru.
Pekiyi, bu kadar önemli olan denemeleri nasıl değerlendirelim?
Deneme sınavlarında elde ettiğiniz sonucu, duygusal değil; gerçekçi ve mantıklı analiz etmelisiniz.
Deneme sınavlarında bakacağınız en önemli nokta:
Bildiğimi neden yapamıyorum?
Bu sebepler neler olabilir?
1- Dikkatsizlik
2- Bilgi sorularında iki şık sorunu
3- Soruya yaklaşım
4- Zaman yönetimi
5- Kodlama stratejisi
6- Psikolojik yönetim
7- Bilgiyi soruda kullanamama
Etkili sınav teknikleri ile ilgili ayrı bir yazı yazacağım için yukarıdaki sorunların çözümlerine burada girmiyorum.
Denemeleri en iyi analiz etmenin yolu; toplam net sayısından daha çok, her bir ders için doğru, yanlış ve boş grafiği oluşturmaktır.
Hangi konularda iyisiniz, hangi konuları biraz daha geliştirmeniz gerekiyor tespit ederseniz denemelerdeki asıl amaca yönelik bir çalışma yapmış olursunuz.
Hangi konularda netleriniz eksik ise o konulura daha fazla zaman ayırın. Ayrıca hiçbir konudan korkmayın. Diğer konuları nasıl anlıyorsanız o konuyu da anlayabileceğinizi düşünün.
Anlamadığınızı düşündüğünüz konuda ya bilgi eksikliğiniz vardır ya da bilgileri uygun bir strateji ile sıralamamışınızdır. Yani zihninizde o konuyla ilgili ya bir boşluk vardır ya da bir karmaşa vardır, yani net değildir.
Denemeleri değerlendirirken konu odaklı analiz yapın. Çalışıp tekrar ettiğiniz konulara özellikle dikkat etmeniz gerekir.
Denemelerin en can alıcı noktası burasıdır. Çünkü ÖSS ve SBS sınavları konu konu odaklanarak kazanılır.
Ve bu sınavlar, bilginizi ölçmekten daha çok; bilginizi kullanma becerinizi ölçer.
Denemeler, bir feed-backtir. Eğer bir konuyu çalışmamış ve tekrar etmediyseniz o konuda istediğiniz netleri çıkaramamanız çok doğaldır.
Sonucun size söylediği uyarı şudur: Bu konuyu zaten yeterince çalışmamıştın ve tekrar etmemiştin bu nedenle, bu kadar net yapman doğal. Bunu tespit ettik. Bundan sonra bu eksik olduğun konulara çalış ve tekrar et ve soru çöz.
Denemelerde karşımıza çıkacak en önemli sorun
Denemelerdeki en önemli sorun; çalışıp tekrar ettiğiniz bir konudaki soruları yapamamaktır. İşte dananın kuyruğunun koptuğu nokta burasıdır.
Eğer böyle bir sorun yaşıyor da bunu tespit etmediyseniz (burada yakın hafıza derslerini ayrı değerlendirin. Bu dersleri çalıştığınız zamanın üzerinden uzun bir süre geçtiyse unutma oranınız çoğalır) denemelerin en büyük faydasını kaçırıyorsunuz demektir.
- Çalışıp tekrar ettiğiniz konularda düşük net yapma sonucu size şunları söylemektedir;
- Konsantrasyon problemin var.
- Konuları anlamamışsın; zihninde konular netleşmemiş. Konuları karıştırıyorsun.
- “Konuları biliyorum, anladım” diye düşünüyorsan; öyleyse sınava yansıtma da; bilgiyi soruda kullanmakla ilgili bir sorunun var demektir. Bunu telafi etmek için bu konularla ilgili bol soru çözmelisin. Özellikle açıklamalı çıkmış ÖSS sorusu çözmenizi öneririm.
- Aşırı detay çalışıyor veya aşırı hızlı çalışıyor olabilirsin.
- Aşırı detay çalışıyorsan çok yavaş çalışıyorsundur. Sınavda senden istenmeyecek ayrıntılarda boğuluyorsun ve soruları, karıştırdığın için yapamıyorsun demektir.
- Aşırı hızlı çalışıyorsan yüzeysel çalışıyorsundur. Anlamadan geçiyorsun demektir. Böyle bir durumda biraz firene bas, yavaş ve anlayarak çalış.
Değerlendirme sırasında, en son çalıştığınız konularda iyi olduğunuzu, uzun süre önce çalıştığınız (özellikle yakın hafıza derslerinde) istediğiniz verimin düşebileceğini bilmelisiniz.
Bu doğaldır, çünkü yakın hafıza-ezber derslerini kesinlikle gerçek sınavdan kısa bir süre önce yine tekrar edilmelidir. Bu tür derslerin deneme sınavlarında yanıltıcı bir özelliği vardır. Eğer bu dersleri denemelerden hemen önce çalıştıysanız iyi bir sonuç elde edersiniz.
Böyle bir değerlendirme ile her geçen gün, sınavdaki ustalığınız ve sınav cesaretiniz artacaktır.
Kendini kendinle kıyasla
Sınav sonuçlarına bakarken, yapabileceğimiz en büyük hata; kendimizi başkaları ile kıyaslamaktır.
Aslında hayatınızda hangi durum olursa olsun, her zaman kendinizi kendinizle kıyaslayın. Bu sizde daha olumlu ve geliştirici bir duygu oluşturur.
Kendinizi başkaları ile kıyaslarsanız; kendinizde bir özdeğer sorununun oluşmasına neden olursunuz. Ayrıca başkaları ile kıyas sonucunda hırs meydana gelir. Oysa gerek bu tür sınavlar için, gerekse yaşamımızın diğer alanlarında hırs insanı olumsuz etkiler. Hırsın artmasıyla kıskançlık ve nefret meydana gelir. Hırs değil, azim insan için faydalıdır.
Bir önceki deneme sınavındaki performansınız ile şimdiki performansınızı kıyaslayın. Başlarken nerelerdeydiniz, şimdi neredesiniz? Daha iyi olmak için neler yapmalısınız?
Bu konuda, ne yazık ki öğrencilerin birbirlerini arkadaş gibi değil de rakibi gibi görmeleri sonucunda daha küçük yaşta kıskançlık, çekememezlik, haset, kin, nefret gibi duyguları acımasızca gösterdiklerine tanık oldukça bu çarpık eğitim sisteminin geleceğimizin insanlarını, duygusal zeka açısından ne derece tehlikelerle karşı karşıya getirdiğini büyük bir üzüntü ile görmekteyim. Çünkü, aynı sınıf ortamında başka birinin başarısızlığı, stresi, mutsuzluğu, depresyonu bir başkasını nasıl sevindirebilir? Bu duygu nasıl bir duygudur?
Ne yazık ki bizim çocuklarımız bu duygularla yetişmektedir.
Buna bir de ailelerin çocuklarını bir yarış atı gibi görüp başkalarıyla kıyasıya karşılaştırmaları da eklenince ortaya “Başkalarının başarısızlığı benim mutluluğumdur” düşüncesinde olan insanlar çıkmaktadır.
Ne yazık ki gençlerimiz bu bakış açısıyla yetişmektedir.
Bu tehlikeli durumu, eğitim politikalarımızı belirleyen insanların dikkatlerine sunuyorum...
Hırslı değil azimli olun. Azim size hep güzel duyular kazandırır hem de başarının kapısını aralar.
Hep kendinizin en iyisi olun.
Ve olabileceğinizin en iyisi olun.
Tam bu noktada bazı kişisel gelişimciler; “İyi ya, hırs adamı harekete geçiriyor çalıştırıyor” diyerek hırsın iyi bir şey olduğunu savunabilir.
Ben de onlara “Bunu lütfen gönlünüz elveriyorsa önce kendi çocuklarınızda deneyin sonra başkalarına tavsiye edin” derim.
Unutmayın; iyi niyet, mutlaka iyi sonuçlar getirir.