Kumanların Tarihi Rolleri ve İzleri
9.-13. yüzyıllar boyunca Doğu Avrupa-Batı Sibirya bozkırlarına hakim olan Peçenek-Uz-Kuman(Kıpçak)'ların tarihî rolleri şimdiye kadar saydıklarımızdan ibaret değildir. Bunların, izleri zamanımıza kadar sürüp gelen başka mühim hatıraları vardır. Önce, bu Türk boyları Rusların Karadeniz'e inmelerine ve Balkanlar'a sarkmalarına izin vermemişlerdir. Bozkırlara bitişik Rus yurdunun mütemadî Kuman akınına maruz kalması Slav ahalisinin mühim bir kısmının Suzdal havalisine (Moskova ırmağı havzasına) göç etmesine sebep olmuştur.
Bu hareketin neticesinde Moskova ve Oka havalisindeki Fin ahalisi, Slavlar’la karışmış, daha doğrusu Slavlar tarafından temsil edilmiş ve bu karışmadan Velikirus, yani Büyük Rus kütlesi vücuda gelmiştir. Kumanlar, Kıpçak sahralarında kaldıkları zaman, bilhassa Cenubî Rusya knezleri ve ahalisi üzerine büyük ve çok taraflı tesir icra edegelmişlerdir. Kumanlar vücutlarının güzelliğiyle nam kazanmışlardı; hele Kuman kızları arasında güzellere çok tesadüf edilirdi. Bu Türk kavmi de tıpkı Peçenekler ve Uzlar gibi devlet kurmak basamağına çıkamamıştır. Birçok kabilelerden mürekkep olan bu Kuman (Kıpçak) hey’eti kabile reislerinin idaresinde kuvvetli bir askerî teşkilât halinde yaşıyorlardı. Onlar, hemen hemen her yıl Rus yurduna akın yaparak kendilerine gerekli şeyler bilhassa esirler alıyorlardı. Sonra, Dağıstan havalisi, Terek boyu ve sair bölgelerin Türkleşmesinde tesirli olmuşlardır.
Rus vakayinamelerinde knezliklere yerleştirilmiş olarak geçen ve adlarının hatıraları o bölgelerde hala muhafaza edilen Berendi'lerin Peçeneklerden bir bölük olduğu, Kiyef knezliğinde sınır bekçiliği yaptıkları ileri sürülen Kara-Kalpaklar'da Peçenek-Uz-Berendi karışımından meydana geldiği bilinmektedir. Bunlardan bir kısmının sonraları Ceyhun ağzına giderek bugünkü Kara-Kalpakları teşkil etmiş oldukları anlaşılmaktadır. Bugün Romanya'da, açık sarı saçları ve mavi gözleri ile etraftaki topluluklardan ayrılan Çango'ların da Kumanlardan indikleri kuvvetle ileri sürülmektedir.
1223 Kalka savaşından sonra Moldavya'daki Kumanların başbuğu Borç Han'a bağlı kütleler, o zaman "Cumania" denilen bu bölgede (Kuzeydoğu Romanya) Hıristiyanlığı kabul edip kendileri için piskoposluk kurulmuş (1233), 1239 yenilgisi üzerine Köten idaresinde Macaristan'a göçenler Tuna-Tisa arasına yerleştirilmişlerdir. Buradaki yer adları onların hatıralarıdır. Macar dilinde mevcut Türkçe sözlerin "orta tabakası" Kuman-Kıpçakça'ya aittir.
Bölüm 2
Vaktiyle Avarların İslavları teşkilatlandırması gibi, Peçenek ve Kuman idarecilerinin de Balkanlar'da benzer büyük hizmetleri görülmüştür. 1185-1237 yılları arasında Tuna'nın güney bölgesinde kalabalık halde yaşayan Kumanların, Bizans'a karşı Bulgar istiklal mücadelelerinde (1185-1195) başlıca rolü oynadıkları anlaşılmaktadır. Mücadeleyi kazanarak 2. Bulgar devletinin başına geçen ve Ulahların (sonraki Romenlerin) teşkilatlanması tarihinde yeri olan Çar Asen(l 187-1196)'in Kuman menşeinden geldiği, ayrıca daha sonraki Bulgar hükümdarlarından bir kısmının Kuman olduğu belirtilmiştir. Bizans-İznik İmparatoru J. Vatatzes (1222-1254), Moğolların önünden çekilen Kumanlardan çoğunu -toprak karşılığı askerî hizmet yükümlülüğü ile- Trakya'da, Makedonya'da ve batı Anadolu'da iskân etmiştir.
Peçeneklerin, Uzların ve Kuman-Kıpçakların doğu Tuna çevresindeki etnik ve siyasî durumun teşekkülündeki tesirleri de ziyadesiyle dikkat çekicidir. Halen Romanya'da yaşayan ve ana dilleri Türkçe olan Gagauzların 13. yüzyılda oraya giden Selçuklularla ilgili oldukları iddia edilmiş ise de, bunların daha ziyade Hıristiyanlaşmış bir Uz kütlesi olması ihtimali üzerinde durulmaktadır. Romanya'da bazı Türkçe yer adları (Teleorman, Dereh- lui (vadi), Turlui (tuı\u=tuz\u), Arges, Baragan, Cumana, Peçineaga, Carais- nan vb.) ile Romen dilinde mevcut Türkçe kelimelerden çoğu o devrin hatıralarıdır.
Aynı bölgede 1330'larda teşekkül ettiği bilinen ilk Romen devletinin de Kuman-Kıpçak unsuruna dayanan bir başbuğ ailesi tarafından kurulduğu görülmektedir. Kurucusu Tok-temir oğlu Basar-aba idi (basmak fiilinden basar-aba).(=apa, Türkçe unvan) eki ile yapılan adlar Oğuzlarda (Ay-aba, Boz-aba) ve Doğu ve Orta Avrupa ve Mısır Kıpçak-Kuman çevrelerinde (Altın-aba, Tomuz-aba, İt-aba, Arslan-aba vb.) yaygındır. Romanya'nın kuzeyindeki Basarabya bölgesi de aynı adı taşır. Basar, Baseroğul tarzında isimlendirmeler Deşt-i Kıpçak'taki Moğollarda da görülüyorsa da, kelime aslen Türkçe olduktan başka, Moğol hakimiyeti devrinde Türkçe konuşulduğu ve halkın büyük çoğunluğunu Türklerin teşkil ettiği dikkate alınırsa, Türkleşmiş Moğollardan olduğuna ihtimal verilen Basaraba’nın Türk kültürünü temsil ettiği anlaşılır.
15.-16. yüzyıllardaki Romen devlet büyüklerinin halis Türkçe olan adları Akbaş, Akkuş, Bozdogan, Bilik, Berendey, Barak, Bars, Beğbars, Buga, Belçir, Kara, Kızıl, Kazan, Şişman, Temirtaş, Tok, Ötemiş vb... 819'de bu görüşü desteklemektedir.
14. yüzyılın 2. yarısında, Dobruca'da kurulan "devleti de, Kuman Türklerine bağlamak mümkün görünüyor. Bir yandan Bulgar, bir yandan Bizans iktidarlarının zayıf düştüğü bu devirde, Bizans imparatoriçesi Anna tarafından yardımına müracaat edilen (1346'da) aşağı Tuna bölgesi mahallî başbuğlarından Balika (Türkçe, balık'dan)'nın oğlu Dobrotiç (Dobruca, bundan geliyor) 1354'lerden itibaren -sonra kendi adıyla anılacak olan- bölgenin hakimi olarak, 1385 yılına kadar Balkanlar ve Karadeniz'de mühim siyasî rol oynamıştır. Bakır paraları ele geçmiş olan oğlu İvanko zamanında (14. asır sonlarına doğru) bir aralık Romen tabiiyetine girdiği sanılan bu küçük Türk "Dobruca Devleti"nin toprakları 1417'de Osmanlılara intikal etmiştir.
Bölüm 3
Romen Devleti'ni Kıpçaklar kurdu
Kuman-Kıpçaklar, Rusların Karadeniz'e inmelerini, Balkanlar'a sarkmalarını önlemiş, geniş Kıpçak bozkırında olduğu gibi, Balkanlar'da da Kıpçak kültürünü hâkim kılmışlardır. Doğu Avrupa'ya daha sonra Cengiz Han'ın kuvvetleriyle gelen Moğollar azınlıktaydı. Türkler içindeki oranları en fazla yüzde yirmi beşi geçmiyordu. Bunlar da kısa zamanda Türkleştiler. Büyük Türk kütlelerini yönetmek için kurulan hanlıkların başına Cengiz soyundan bir başbuğ han oluyordu ama, büyük kütle Kuman-Kıpçak olduğu için, Kıpçak dili ve kültürü olduğu gibi devam ediyordu. Kasım Hanlığı, Kazan Hanlığı, Kırım Hanlığı, Özbek Hanlığı gibi hanlıklarda asıl kütle "Hazar-Kıpçak-Uz" olduğu için, hele bunlar Müslüman da olduğu için, dil birliği, din birliği korunmuştu.
Fakat, Kuman-Kıpçaklar Balkanlar'a, Macaristan, Lehistan ve Avusturya'ya dağılmışlardı. Buralarda kurdukları devletlerin ya da hâkimiyetlerine aldıkları devletlerin başına geçmişlerdi.Hıristiyanlıştıkları için zamanla örf ve âdet değiştirmişlerdi ama bugün hâlâ mevcut olan damgalarını, kültür izlerini bırakmışlardır.
Kumanlar 1330'larda Romen devletinin kurulmasını sağlamış ve bu devletin başına "Basar Aba" adlı Türk başbuğu geçmişti. Bugünkü Basarabya'nın ismi ondan kalmadır. 14. yüzyılda kurulan küçük Dobruca Devleti'nin kurucusu da Kıpçaklar idi. Dobruca ismi Kuman-Kıpçak başbuğu Balık'ın oğlu Dobrotiç ya da Dobriç'ten gelir. Bugün Romanya'da yaşayan, hâlâ ana dillerini yani Türkçe'yi konuşan Gagauz'lar da Hıristiyanlaşmış Uz'lardan başkası değildir. (Gagauz=Kara Uz)
15-16. yüzyıllarda yaşayan Romen devlet adamlarının adları hep Türkçe idi: Akbaş, Akkuş, Barak, Bars; Baybars, Kazan, Ötemiş, Berkiş, Bilik, Kara, Buğa, Çolpan, Toluntay, Payandur, Tuttarkan (Tutrakan).... vb. Bugün Balkanlar'da, Lehistan'da birçok yer adı Kuman-Kıpçak'lardan kalan hatıralardır.
O tarihlerde Asya içlerinden Macaristan'a kadar yayılan bütün Türklerin konuştuğu ve ilim dünyasında "Kıpçak lehçesi" (Batıda "Lingua Comanesca") diye anılan Kuman dilinin belki en mühim hatırası 1303 yılında Kırım'da İtalyan, Alman misyoner-tacirleri tarafından hazırlanan ve "Codex Cumanicus" adı ile tanınan Kumanca-Latince-Farsça ve Kumanca-Almanca lügat (ve gramer) kitabıdır ki, Kumanların Hıristiyanlık devri ile ilgili olmakla beraber, Türk dilinin seçkin yadigarlarından biri kabul edilmektedir.
9.-13. yüzyıllar boyunca Doğu Avrupa-Batı Sibirya bozkırlarına hakim olan Peçenek-Uz-Kuman(Kıpçak)'ların tarihî rolleri şimdiye kadar saydıklarımızdan ibaret değildir. Bunların, izleri zamanımıza kadar sürüp gelen başka mühim hatıraları vardır. Önce, bu Türk boyları Rusların Karadeniz'e inmelerine ve Balkanlar'a sarkmalarına izin vermemişlerdir. Bozkırlara bitişik Rus yurdunun mütemadî Kuman akınına maruz kalması Slav ahalisinin mühim bir kısmının Suzdal havalisine (Moskova ırmağı havzasına) göç etmesine sebep olmuştur.
Bu hareketin neticesinde Moskova ve Oka havalisindeki Fin ahalisi, Slavlar’la karışmış, daha doğrusu Slavlar tarafından temsil edilmiş ve bu karışmadan Velikirus, yani Büyük Rus kütlesi vücuda gelmiştir. Kumanlar, Kıpçak sahralarında kaldıkları zaman, bilhassa Cenubî Rusya knezleri ve ahalisi üzerine büyük ve çok taraflı tesir icra edegelmişlerdir. Kumanlar vücutlarının güzelliğiyle nam kazanmışlardı; hele Kuman kızları arasında güzellere çok tesadüf edilirdi. Bu Türk kavmi de tıpkı Peçenekler ve Uzlar gibi devlet kurmak basamağına çıkamamıştır. Birçok kabilelerden mürekkep olan bu Kuman (Kıpçak) hey’eti kabile reislerinin idaresinde kuvvetli bir askerî teşkilât halinde yaşıyorlardı. Onlar, hemen hemen her yıl Rus yurduna akın yaparak kendilerine gerekli şeyler bilhassa esirler alıyorlardı. Sonra, Dağıstan havalisi, Terek boyu ve sair bölgelerin Türkleşmesinde tesirli olmuşlardır.
Rus vakayinamelerinde knezliklere yerleştirilmiş olarak geçen ve adlarının hatıraları o bölgelerde hala muhafaza edilen Berendi'lerin Peçeneklerden bir bölük olduğu, Kiyef knezliğinde sınır bekçiliği yaptıkları ileri sürülen Kara-Kalpaklar'da Peçenek-Uz-Berendi karışımından meydana geldiği bilinmektedir. Bunlardan bir kısmının sonraları Ceyhun ağzına giderek bugünkü Kara-Kalpakları teşkil etmiş oldukları anlaşılmaktadır. Bugün Romanya'da, açık sarı saçları ve mavi gözleri ile etraftaki topluluklardan ayrılan Çango'ların da Kumanlardan indikleri kuvvetle ileri sürülmektedir.
1223 Kalka savaşından sonra Moldavya'daki Kumanların başbuğu Borç Han'a bağlı kütleler, o zaman "Cumania" denilen bu bölgede (Kuzeydoğu Romanya) Hıristiyanlığı kabul edip kendileri için piskoposluk kurulmuş (1233), 1239 yenilgisi üzerine Köten idaresinde Macaristan'a göçenler Tuna-Tisa arasına yerleştirilmişlerdir. Buradaki yer adları onların hatıralarıdır. Macar dilinde mevcut Türkçe sözlerin "orta tabakası" Kuman-Kıpçakça'ya aittir.
Bölüm 2
Vaktiyle Avarların İslavları teşkilatlandırması gibi, Peçenek ve Kuman idarecilerinin de Balkanlar'da benzer büyük hizmetleri görülmüştür. 1185-1237 yılları arasında Tuna'nın güney bölgesinde kalabalık halde yaşayan Kumanların, Bizans'a karşı Bulgar istiklal mücadelelerinde (1185-1195) başlıca rolü oynadıkları anlaşılmaktadır. Mücadeleyi kazanarak 2. Bulgar devletinin başına geçen ve Ulahların (sonraki Romenlerin) teşkilatlanması tarihinde yeri olan Çar Asen(l 187-1196)'in Kuman menşeinden geldiği, ayrıca daha sonraki Bulgar hükümdarlarından bir kısmının Kuman olduğu belirtilmiştir. Bizans-İznik İmparatoru J. Vatatzes (1222-1254), Moğolların önünden çekilen Kumanlardan çoğunu -toprak karşılığı askerî hizmet yükümlülüğü ile- Trakya'da, Makedonya'da ve batı Anadolu'da iskân etmiştir.
Peçeneklerin, Uzların ve Kuman-Kıpçakların doğu Tuna çevresindeki etnik ve siyasî durumun teşekkülündeki tesirleri de ziyadesiyle dikkat çekicidir. Halen Romanya'da yaşayan ve ana dilleri Türkçe olan Gagauzların 13. yüzyılda oraya giden Selçuklularla ilgili oldukları iddia edilmiş ise de, bunların daha ziyade Hıristiyanlaşmış bir Uz kütlesi olması ihtimali üzerinde durulmaktadır. Romanya'da bazı Türkçe yer adları (Teleorman, Dereh- lui (vadi), Turlui (tuı\u=tuz\u), Arges, Baragan, Cumana, Peçineaga, Carais- nan vb.) ile Romen dilinde mevcut Türkçe kelimelerden çoğu o devrin hatıralarıdır.
Aynı bölgede 1330'larda teşekkül ettiği bilinen ilk Romen devletinin de Kuman-Kıpçak unsuruna dayanan bir başbuğ ailesi tarafından kurulduğu görülmektedir. Kurucusu Tok-temir oğlu Basar-aba idi (basmak fiilinden basar-aba).(=apa, Türkçe unvan) eki ile yapılan adlar Oğuzlarda (Ay-aba, Boz-aba) ve Doğu ve Orta Avrupa ve Mısır Kıpçak-Kuman çevrelerinde (Altın-aba, Tomuz-aba, İt-aba, Arslan-aba vb.) yaygındır. Romanya'nın kuzeyindeki Basarabya bölgesi de aynı adı taşır. Basar, Baseroğul tarzında isimlendirmeler Deşt-i Kıpçak'taki Moğollarda da görülüyorsa da, kelime aslen Türkçe olduktan başka, Moğol hakimiyeti devrinde Türkçe konuşulduğu ve halkın büyük çoğunluğunu Türklerin teşkil ettiği dikkate alınırsa, Türkleşmiş Moğollardan olduğuna ihtimal verilen Basaraba’nın Türk kültürünü temsil ettiği anlaşılır.
15.-16. yüzyıllardaki Romen devlet büyüklerinin halis Türkçe olan adları Akbaş, Akkuş, Bozdogan, Bilik, Berendey, Barak, Bars, Beğbars, Buga, Belçir, Kara, Kızıl, Kazan, Şişman, Temirtaş, Tok, Ötemiş vb... 819'de bu görüşü desteklemektedir.
14. yüzyılın 2. yarısında, Dobruca'da kurulan "devleti de, Kuman Türklerine bağlamak mümkün görünüyor. Bir yandan Bulgar, bir yandan Bizans iktidarlarının zayıf düştüğü bu devirde, Bizans imparatoriçesi Anna tarafından yardımına müracaat edilen (1346'da) aşağı Tuna bölgesi mahallî başbuğlarından Balika (Türkçe, balık'dan)'nın oğlu Dobrotiç (Dobruca, bundan geliyor) 1354'lerden itibaren -sonra kendi adıyla anılacak olan- bölgenin hakimi olarak, 1385 yılına kadar Balkanlar ve Karadeniz'de mühim siyasî rol oynamıştır. Bakır paraları ele geçmiş olan oğlu İvanko zamanında (14. asır sonlarına doğru) bir aralık Romen tabiiyetine girdiği sanılan bu küçük Türk "Dobruca Devleti"nin toprakları 1417'de Osmanlılara intikal etmiştir.
Bölüm 3
Romen Devleti'ni Kıpçaklar kurdu
Kuman-Kıpçaklar, Rusların Karadeniz'e inmelerini, Balkanlar'a sarkmalarını önlemiş, geniş Kıpçak bozkırında olduğu gibi, Balkanlar'da da Kıpçak kültürünü hâkim kılmışlardır. Doğu Avrupa'ya daha sonra Cengiz Han'ın kuvvetleriyle gelen Moğollar azınlıktaydı. Türkler içindeki oranları en fazla yüzde yirmi beşi geçmiyordu. Bunlar da kısa zamanda Türkleştiler. Büyük Türk kütlelerini yönetmek için kurulan hanlıkların başına Cengiz soyundan bir başbuğ han oluyordu ama, büyük kütle Kuman-Kıpçak olduğu için, Kıpçak dili ve kültürü olduğu gibi devam ediyordu. Kasım Hanlığı, Kazan Hanlığı, Kırım Hanlığı, Özbek Hanlığı gibi hanlıklarda asıl kütle "Hazar-Kıpçak-Uz" olduğu için, hele bunlar Müslüman da olduğu için, dil birliği, din birliği korunmuştu.
Fakat, Kuman-Kıpçaklar Balkanlar'a, Macaristan, Lehistan ve Avusturya'ya dağılmışlardı. Buralarda kurdukları devletlerin ya da hâkimiyetlerine aldıkları devletlerin başına geçmişlerdi.Hıristiyanlıştıkları için zamanla örf ve âdet değiştirmişlerdi ama bugün hâlâ mevcut olan damgalarını, kültür izlerini bırakmışlardır.
Kumanlar 1330'larda Romen devletinin kurulmasını sağlamış ve bu devletin başına "Basar Aba" adlı Türk başbuğu geçmişti. Bugünkü Basarabya'nın ismi ondan kalmadır. 14. yüzyılda kurulan küçük Dobruca Devleti'nin kurucusu da Kıpçaklar idi. Dobruca ismi Kuman-Kıpçak başbuğu Balık'ın oğlu Dobrotiç ya da Dobriç'ten gelir. Bugün Romanya'da yaşayan, hâlâ ana dillerini yani Türkçe'yi konuşan Gagauz'lar da Hıristiyanlaşmış Uz'lardan başkası değildir. (Gagauz=Kara Uz)
15-16. yüzyıllarda yaşayan Romen devlet adamlarının adları hep Türkçe idi: Akbaş, Akkuş, Barak, Bars; Baybars, Kazan, Ötemiş, Berkiş, Bilik, Kara, Buğa, Çolpan, Toluntay, Payandur, Tuttarkan (Tutrakan).... vb. Bugün Balkanlar'da, Lehistan'da birçok yer adı Kuman-Kıpçak'lardan kalan hatıralardır.
O tarihlerde Asya içlerinden Macaristan'a kadar yayılan bütün Türklerin konuştuğu ve ilim dünyasında "Kıpçak lehçesi" (Batıda "Lingua Comanesca") diye anılan Kuman dilinin belki en mühim hatırası 1303 yılında Kırım'da İtalyan, Alman misyoner-tacirleri tarafından hazırlanan ve "Codex Cumanicus" adı ile tanınan Kumanca-Latince-Farsça ve Kumanca-Almanca lügat (ve gramer) kitabıdır ki, Kumanların Hıristiyanlık devri ile ilgili olmakla beraber, Türk dilinin seçkin yadigarlarından biri kabul edilmektedir.